Dolar 32,3712
Euro 34,9854
Altın 2.326,10
BİST 9.065,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 23°C
Az Bulutlu
Ankara
23°C
Az Bulutlu
Cts 24°C
Paz 24°C
Pts 26°C
Sal 22°C

GURURLA SÖYLÜYORUM Kİ: ‘BEN EMEKLİ UZMAN ÇAVUŞUM’

18 Haziran 2017 21:52
398

 

Sıkılınca Kızılay’da yürürüm.

 

 

EMUZDER’e gelenleri de karşılamış sayılıyorum aslında. Zira, yürümelerim esnasında, illa ki karşımdan gelip, önce göz ucuyla bakan, sonra selamımı görüp de, “evet O” diyen ve içten sımsıkı sarılan arkadaşlarımıza rastlarım.

 

 

İnsanlığa aykırı, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununa göre çalışanlar, isme karşı olsak da, yani biz uzman erbaş camiası, dünyanın neresinde olursak olalım birbirimizi tanırız. Sımsıcak sarılırız birbirimize. Zira çektiklerimiz, uğradığımız haksızlıklar, katlandığımız mobingler (baskılar) hep aynı…

 

 

Yaptığımız görevlerden, soğukta ayaklarımız donsa dahi asla gocunmayız. Bizler taşı yastık, naylonu da yorgan yapıp dağlarda yatmaktan gocunmayız. Ama bir jandarma karakolunda,  tuvalet kapısında “UZMAN ERBAŞLAR GİREMEZ” yazısıyla yıkılırız.

 

 

Birileri, sabahları gerinerek postasının getireceği çayla yatağından çıkmadan televizyon izlerken, operasyona gittiğimiz bölgelerde karakol kapısında, “DIŞ BİRLİK GİREMEZ”  dendiğinde yıkılırız.

 

 

Kim bunlar? Gelin Kızılay’daki yürüyüşüm esnasına geri dönelim, oradan devam edelim ve sonuca bağlayalım.

 

 

Kızılay’da yürüyorum. Ziya Gökalp caddesi. Karşımdan, ilk defa yüzyüze geleceğim bir tanıdık geliyor.

 

 

Göz ucuyla “Acaba O’mu” diyen gözlerle geliyor. Ama bir tuhaflık var. İki büklüm desem yeridir.

 

 

İlk cümlesi: “Başkanım, sen misin?”

 

 

“Buyur kardeşim… de ne oldu sana” diyorum.

 

 

Yıkılmak üzere. Hemen oracıkta bir simitkafe var. Kaldırımdaki sandalyesine oturtuyorum. Anlatıyor. Kelimesine dokunmadan burada yazıyorum:

 

 

“Açık kalp ameliyatı oldum. 20 gündür hastanede yatıyorum. Dikişlerim hala iyileşmedi. Ama TSK’da görev yapamaz kararı verdiler. Raporumu birliğime gönderdim. Bir arkadaşım, git derneğe, yardımcı olurlar dedi. Bir kartvizit verdi elime. Üzerinde ne yazıyor bakmadım. Dernek deyince EMUZDER var, başka bilmem. Gittim kartta yazan adrese. Sizi sordum. Esef Başkan nerede dedim. Yüzüme baktılar ve “Bugün gelmeyecek, konu nedir” dediler. Durumu anlattım. Emekli olamazsın, hemen avukatımıza git dediler. Gittim. Avukat: “emekli olamazsın, hemen dava açmamız gerek. Git vekalet çıkart, sen dernekten geldiğin için, sana şu akdar bin TL’ye bakacağım bu davaya. Şukadar bin TL’sini peşin alırım ama” dedi. Şimdi de noter arıyordum, sizinle karşılaştım…”

 

 

Ben o gün hep EMUZDER’deki makamımdaydım. Makam odası, giriş kapısında ve bilenler bilir, kapım hep açıktır. Sekreterim de yoktur. Gelen direk makamda oturur, anlatır derdini.

 

 

“Yahu abiim, ben dernekteydim, sen nereye gittin ki ben yokum dedim. Elindeki kartvizite bakayım dedim… Kartvizit bize ait değil. Nereye ait bilenler bilir. Ama o iki büklüm kardeşimiz. EMUZDER’de yazılan ve SGK’ya verilen bir dilekçeyle emekli oldu, ikramiyesini aldı, OYAK’tan maluliyet yardımını aldı… Şimdi emekli, mutlu…

 

 

* * *

 

 

Geçtiğimiz hafta, Hava Kuvvetleri Komutanlığında görevli ve yatalak duruma geldiği için yanımıza gelemeyen ancak eşini ve kayınbiraderini bize gönderen başka bir kardeşimizi de kısaca anlatayım. Sonra şu tuvaletine giremediğimiz karakol ile bağlayacağım yazımı.

 

 

İzindeyken, serseri bir maganda kurşunuyla kalça kemiği femur başı kırılmış ve sinirleri zedelenmiş. 3 aydan fazladır yatağa mahkûm. Hastanede uzun süre tedavi görmüş. Bir ay hava değişimi vermişler. Sonrasında 45 gün daha…

 

 

Eşinin anlattıklarını kelimesine dokunmadan yazıyorum:

 

 

“Siz kapalıydınız. Biz de başka bir derneğe gittik. Durumu anlattık. Hiçbir şey bilmediklerini, uzman erbaşların mevzuatına hakim olmadıklarını anladık. Avukata gönderdiler. O ise bize: “Görevde olmamış, emekli olamaz. İlişiği kesilir… Hemen dava açmak lazım. Hemen vekâlet çıkartın gelin…” dedi.

 

 

Anlattık. “Ablacım, eşiniz 16 yıllık uzman çavuş. Emekli olması için gerekli prime sahip. Görev yapamaz kararı alındıktan sonra, emeklilik işlemleri sadece bir dilekçeyle hallolacak. Kardeşimizin, sizin ve iki evladınızın emaneti de bizleredir. Her türlü hakkınızı ararız. Asla umutsuzluğa kapılmayın…

 

 

Sevinçten ağladığındaki duygularımızı size anlatamam. Hava Kuvvetleri Uzman Erbaş Şube başkanına da gerekli bilgiyi verdim. Arayacaklar, bilgilendirecekler…

 

 

* * *

 

 

Şimdi gelelim, tuvaletine giremediğimiz, sundurmasının duldasını dahi kullanamadığımız karakola… Tunceli Kırmızıköprü’de, Geyiksuyu’da, Pertek’te, Ovacık’ta ben şahit oldum bunlara… Almadılar. Dış birliğiz diye, sözleşmeliyiz, uzman erbaşız diye bizi içeri almadılar. “Biz muvazzafız, bize komutanım diyeceksiniz. Bizim gazinomuzu siz kullanamazsınız. Tuvaletimize giremezsiniz… siz sözleşmelisiniz” dediler. Bu hala çoğu yerde böyle.

 

 

Şimdi de kendi statülerinden, derneklerinden kovulmuşlar. Kendi statüleri yüzlerine bakmaz olmuş.

 

 

Kalkmış bir dernek kurmuşlar, Uzman Erbaşların haklarını arıyorlarmış. Sonra da bizim kapalı kaldığımız dönemi fırsat bilmişler, gitmişler, görüşmüşler. Sıkıntılarımızdan haberleri yok, “kırkbeş olan yaş elliikiye çıkarılsın” demişler.

 

 

 

Adama sormazlar mı, hangi uzman erbaş bu şartlarda elliiki yaşına kadar yaşayabilir.

 

 

Dört kelimelik değişikliği sunarken, “kırkbeş yaşından sonra, kurum ve karargahlarda, nöbet ve spor standartları yaş kategorisine göre düzenlenerek ve branşlaşma sağlanarak, istekli olanların TSK bünyesinde sivil memur olarak, uzman erbaş olarak kazandıkları hak, aylık ve göstergeleri korunarak ve atandırıldıkları yeni statünün yaş haddine kadar çalışabilmeleri sağlanmalı… bir de geçici ek maddeyle, bundan önce emekli olmuş olanların da, yapılan değişikliklerden faydalanması… diyemez miydiniz…

 

 

Derdiniz, eminim derdiniz… Bilseydiniz, Uzman Erbaş Kanunu 5. maddeyi bir kez okusaydınız söylerdiniz… Sevsinler sizi…

 

 

 

Biz, bütün üyeleri ve bağışçıları uzman erbaş olan, gücünü uzman erbaşlardan alan  EMUZDER olarak, şu dakikadan sonra özlük haklarımızın iyileştirilmesine odaklanacağız.

 

Camiamızın “Ya bırakın şunları da kendi işimize bakalım” dediklerini duyar gibiyim. Ama camiamız için de bu uyarıları yapmak zorundayım. Zira, gerçekten telafisi imkansız zararlara neden olacak şekilde yanılanlar olabiliyor.

Bir kez daha belirtmek istiyorum. EMUZDER hiçbir zaman, hiç kimseden asla bağış dilenmedi, el açmadı… Allah’ın izniyle de açmayacak. Arayan, kapımıza gelen herkese de sonuna kadar yardımcı olacak.

 

 

Kapımıza gelenin, uzman erbaş rütbesini, hayatının bir döneminde kolunda taşımış olması yeterlidir.

 

 

 

Ben, Emekli Ulaştırma Uzman Çavuş Esef Merdoğlu. Rütbemi söylemekten her zaman gurur duydum. Göğsümü gere gere söyledim. Asla kıvırtarak, TSK mensubuyum demedim. Ve sadece kendi statümün sorunlarını bilirim, çözümlerini de. Subayın, astsubayın ve uzman jandarma kardeşlerimin sorunlarını bilmem. Haddim de değil. Çünkü bu sorunları ben yaşadım, uzman erbaş kanunu sisteminin içinde 17 yıl çalışıp emekli oldum.

 

 

Benden on yaş küçük biraderim de 98 nasıplı müstafi uzman jandarmadır. Öyle olduğu halde O’nun dahi sorunlarını bilmem.

 

 

Önemli Not: yazdığım yazıda bahse konu hakkımı aradığını iddia eden derneğin, tüm yönetim kurulu üyeleri, uzman erbaş değildir.  Yakında genel kurulları var. Eğer bir emekli uzman erbaşı başkan olarak seçerlerse, söz veriyorum ben de oraya üyelik müracaatında bulunacağım.   

 

 

Bir not daha: lütfen küfür ve hakaret içeren yorumlar yazmayın. Yazımda, hiçbir isim zikretmedim, siz de isim yazmayın…  

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.